Taze çıktı.

Muhtemelen duymuşsunuzdur, Milli Güvenlik dersi kaldırılıyor, içindeki bazı konular Vatandaşlık dersine aktarılacak falan...

Keşke benim zamanımda kaldırılmış olsaydı. Neden mi? Bunun pek çok iyi yanı var tabi ama ilk aklıma gelen herkesin süper notlarla geçtiği o dersin benim karneme zar zor 3 düşmüş olması. 

O derse sorunlu bir Müzik öğretmeni giriyordu. Askerliğini bilmemne olarak yapmış; ondan bu derse giriyormuş. Adam anormal bi tipti, biz de liseli gençlik olarak tabi dalgamızı geçiyorduk. 

Derslerden tek bir satır bilgi kalmış değil aklımda. Diğer arkadaşlarda da kaldığını sanmıyorum. Sınavında beceriksizce kopya çekememiş düşük not almıştım. Yine de 'sözlü notuyla falan, iyi bir not verir herhalde canım' diyordum kendi kendime. Hani sonuçta dersleri iyi olan notunu da yüksek tutmaya çalışan çocuklarız hepimiz. Ama hayır. O sorunlu herif, kendini sınav yapsan kendi de bir bok bilemeyeceği o dersten 3 düşürmüştü karneme ve benim gibi birkaç arkadaşıma. Şimdi şu resimdeki çocuğun moduna girdim biliyorum ama içime oturmuştur hep o not...

Ben böyle hep tırt derslerden ortalamamı düşürmüşümdür zaten. İlkokulda da bütün derslerim 5, Beden Eğitimi takla atmadığım ve sportif olmadığım için 3 düşmüştü. Bu görünen sebep. Bana kalırsa hoca dersini önemsetmek için, bide kızları sevmediği için (merak edenler için hoca kadındı) düşük not veriyordu.

Neyse, 'hoca bana taktı' modundan çıkıp, bu konuyla ilgili Can Dündar'ın güzel bir yazısını buldum onu paylaşayım...

'Din dersi de kaldırılsın o zaman'

"Tabii talebenin çoğu, muhtemelen milli güvenlik dersi yerine kimya ya da fiziğin kaldırılmasını isterdi.Ne de olsa milli güvenlik, kolayından geçilen, tam notun neredeyse garanti olduğu, ortalamayı yükselten bir dersti.O açıdan kaldırılması, sınıflarda yeterince destek bulmamış olabilir. "
Lakin bir yandan da bazı disiplinli askerlerin elinde bu dersin bir militarizm tahsiline dönüştüğü sır değil.
Dolayısıyla kararı alanları tebrik ederken milli güvenlik yerine mesela “sivil toplumun önemi” gibi bir dersi tercih ve tavsiye ederiz.
Belki bu sayede okullarda “Hazır ol!”dan “Rahat”a geçeriz.
Yalnız mesele çocukları ideolojik eğitimden kurtarmak ise, sıradaki hedefin zorunlu din dersleri olması gerekmez mi?
Şimdi bazı talebeler (beden eğitimi ve inkılâp tarihini gündeme getirenlerden sonra), din derslerini işaret etmeme kızıp “Nee? Onu da mı? Hiç beleş geçeceğimiz ders kalmayacak mı?” diye kızıyor olabilir.
Ancak zorunlu din dersinin, nicedir sorunlu din dersi halini aldığı da bir gerçek...
Milli güvenlik dersi, sadece bir dönem 
Nazi Almanyası’nda ve Sovyetler Birliği’nde denenmiş.
Din derslerinde de benzer bir durum var. 
Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkeden sadece 5’inde zorunlu din dersi... Çoğunda seçmeli...
Bizde seçmeli olması da zor.
Malum; “
mahalle baskısı...”
Bu devirde, din dersine girmeyen bir çocuğa pek iyi gözle bakılmayabilir.
Aslında din dersleri, sanıldığının aksine 
CHP’nin icadıdır.
1935-1948 arası okullarda din dersi yoktu.
Biraz yaklaşan seçimlerin telaşı, biraz da irticaa karşı dini doğru öğretme kaygısıyla İnönü hükümeti, ilkokul 3. sınıftan itibaren din dersleri koydu.
12 Eylül’de bu derslerin zorunlu hale getirilmesiyle dinin tırmanışına biraz daha ivme kazandırıldı.
“Din” derken elbette “
İslam”ı kastediyoruz; bu derslerde dünya dinlerinin, farklı mezheplerin, değişik inançlara saygının öğretilmesini beklemek, milli güvenlik dersinden vicdani ret eğitimi beklemek kadar safdillik olurdu.
Nitekim Avrupa 
İnsan Hakları Mahkemesi, Alevilerin şikâyeti üzerine din derslerinde Sünni İslam pratikleri öğretildiğini tescilledi ve “dersler çoğulcu, eleştirel, nesnel bir nitelik taşımıyor” dedi.
Bu karardan sonra din dersi kitaplarında bazı tadilatlar yapıldı; ama şikâyetler dinmedi.
* * *
Diyorlar ki:
“Milli güvenlik dersleri, hedeflenen demokratik eğitim ile çelişiyordu.”
Doğru...
Ama ne yazık ki çoğu zaman din dersleri de modern 
biyoloji eğitimiyle çelişiyor.
Bu müfredat ve onu uygulayan çoğu din hocası, tartışan, sorgulayan, özgür düşünceli, demokrat bireyler yetiştirilmesine mani oluyor.
Hıristiyan ve Musevi çocukların din derslerinden muaf tutulması, ayrımcılığı okullara sokuyor.
Zaten “zorunlu” ifadesi, “Dinde zorlama olmaz” hükmüyle çelişiyor.
Mademki, 12 Eylül’ün izlerini silmeye çalışıyoruz, onun en ünlü eserlerinden “zorunlu din dersleri”ni de silinecek izler listesine katmamız gerekmez mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder