bak ne buldum

Bulutsuzluk Özlemi'ni dinlerken şunu farkettim; şarkı isimleri alt alta gelince cümle oluyor. :) Nasıl mı..? İşte böyle:

pastanede, ptt'nin önünde yanlız kalma.
yıllar sonra
aşk zamanı haydi.
burası harran ovası.
hayatın gidişatı mekanik fanatik.
yüzünde yaşam izleri vardı,
güneye giderken.
seni görmem lazım; yine düştük yollara.
kimse barıştan söz etmiyor
yollarda.

[Koyu ve normal yazdıklarım, farklı şarkılar.]

Sess-See!..Ses..

Bitmek bilmeyen ses kontrollerinin yaşandığı bir amatör rock konseriydi Esogü'deki. Tabi ekipmanlar kötü, gruplar ne yapsın. Ama yine de eğlendim.
Keti, Roller Coaster ve Voodoo'yu dinleme fırsatı buldum. Eğlenceliydi. Ayrıca sevgili üniversitemisde rock gruplarının dandik bir şekilde de olsa sahne alabilmeleri güzeldi.

Amatörce ve mütevaziyle yapılan her işe ayrı bir saygı ve sevgi duyuyorum. Çünkü bazı şeyler gerçekten emek istiyor ve bazı şeyler para için yapılmıyor. Bu iki şey birleşince de ortaya amatör işler çıkıyor. Burdaki amatör işler'i beceriksiz işler gibi anlamayın, keza o anlamda da kullanılıyor ya. Ama ben geçen ve ondan önceki iki sene amatör tiyatro yapmış birisi olarak amatör kelimesini asıl anlamıyla kullanıyorum. Hani şu amatör ruh lafındaki anlamıyla.

Ve bugün amatörce yapılan işler, yarınki profesyonel işlerin bir taslağıdır bence. O nedenle ki artsın ve desteklensin istiyorum. Bu müzik olur, tiyatro olur, dans olur... İnsana faydalı ne varsa... Bugün amatör yarın profesyonel, yada belki hep amatör...
Faydalı bir iş için uğraşan herkes amacına ulaşır inşallah diyerekten, konuyu bağlıyorum. :)

(Fotoğraf: Roller Coaster grubu, muhteşem(!) esogü rock sahnesinde) 

sorunlarımvar

Şu an çok yorgun ve uykusuzum lan blog. Ama uyumam lazım, çünkü işlerim var. Çamaşır yıkatcam neyin... Odamı da toplamam lazım. Odam demişken, geçenlerde yere minder attım arkama da kullanmadığım bir yastığı aldım. O günden beri masamda oturmuyorum hiç, çok sevdim burayı. :)
Masamın üstü de kullanılamayacak kadar dolu, kağıtlar falan filan... İşte günlerdir toplayım diyorum bir türlü toplamıyorum. Sanırım bu yer'imi sevdiğim için toplama ihtiyacı hissetmiyorum. Bir de ben bağdaş kurmayı ve yerde oturmayı severim ondan.

Gece 2-3'ten önce uyumayı bir türlü beceremiyorum blog ya. Bir de fazlaca internette vakit harcıyorum o saate kadar, bu da beni rahatsız ediyor. Onun için dün kendime söz verdim, "gece 0o.00'dan sonra net'e bağlanmayacağım" diye. Ve evet, yaptım bunu. :) Biraz zor oldu ama yaptım. Ben de biraz freecell oynadım sıkılınca, aslında kitap falan okuyabilirdim ama nedense bilgisayar açıkken onunla bişeyler yapmak geliyor içimden, ve yatmadan da kapatmıyorum.
Çok vakit kaybediyorum galiba bilgisayar ve internetle... Ha internette faydalı şeyler yok mu, elbette var. Fakat benim biraz da bağlantı yavaş olduğu için, mesela Facebook'ta 15 dakika harcayacaksam, bağlantıdan ötürü o çıkıyor 45 dakikaya! Bunun gibi bir sürü site olduğu için de bir sürü vakit kaybı. Ben bunu yazarken bile aha bağlantı koptu. Şimdi yazdıklarımı kaybetmeden, bağlantıyı tekrar sağlamam gerekiyor (ip yenilemeyle vs)...
Neyse kendiliğinden geldi şimdi. :)

Bir de uykusuzluğun epey kötü sonuçları oluyor bende. Mesela bugün bir arkadaşıma "Diferansiyel Denklemler" diyeceğime "Analiz 3" deyip durdum. Beynim de bir bulanıklık oluyor. Şu anda da var, sanırım biraz kestirmem lazım. Ama onu yapamıyorum işte. Şöyle 1 saat uyuyim desem, 1 saatte uykuya dalamıyorum, daldıktan sonra da 2-3 saatten önce kalkamıyorum. Ah bir çözümü olsa... İşte öyle blogcum...Seni de güzin apla yaptım bu arada farkındayım. :)

(Fotoğraf: Kitty Gallannaugh Photography)

Merhaba

Uzun zamandır aklımdaydı, yaklaşık 1-2 yıldır, bir blog açmak ve yazmak. Hep erteliyor, üşeniyordum. Ama şimdi baktım ki nerdeyse 3 kişiden birinin blogu var, işte o zaman sürü psikolojisi olunca çok zor gelmez ya insana bişey, dedim ben de yazabilirim.
Bilgilerimi paylaşmak ve onları yoruma açmayı istiyorum, blogun bu anlamda iş göreceğini zannediyorum. Ya da bu blogu çok kişisel bişey de yapabilirim, ama ben sosyal mesaj vermeden, toplumsal konulara girmeden fazla durabileceğimi pek sanmıyorum. :)
Şimdi odamda oturmuş düşünüyorum ne yapsam diye, yemek mi yapsam acaba? Taze fasulye kaç gün dayanır acaba?.. Bunları düşünürkene ilk blog girdimi de yapayım.(Gerçi lisedeyken msn space'e yazıyordum geyik bişeyler, yani ilk sayılmaz bu.)
Hayırlı uğurlu olsun bakalım.

Fotoğraf: Kitty Gallannaugh Photography