Var mısın Yok musun'a Dair

Bugün space'imde dolaşırken bir yazıya rastladım ve onu burda paylaşmak istiyorum. 2008'in Nisan ayında yazmışım. O zamanki yazı tarzım şimdikinden biraz farklı da olsa, konu hala geçerliliğini koruyor. (:

Geçenlerde tv'de var mısın yok musun adlı yarışmayı izledim ilk defa. İzlemeden önce yarışmanın stratejik düşünmeyi gerektiren bir yarışma olduğunu düşünmüştüm; ortamdaki havadan, yarışmacıların arasında geçen konuşmalardan falan...
Ama izleyince yarışmanın ne bilgi ne de zeka isteyen bir yarışma olduğunu (hayır canım "olmadığını" değil, asıl öyle anlatım bozukluğu oluyor) ortalama bir zekanın yarışmada büyük ödülü kazanmaya engel olmayacağını ya da tam tersi çok zekiyseniz ve risk almayı da seviyorsanız, yarışmadan sadece 1 ytl'yle dönmenizin de mümkün olduğunu farkettim.
Benim asıl ilgimi çeken ise sadece şansa dayalı ve kutu açmak gibi çok basit şeylerden oluşan bir yarışmada bu kadar çok muhabbet dönebilmesi. Zaten yarışmayı izlenebilir kılan da bu muhabbetler ve bu bağlamda elbette ki yarışmayı Acun'un sunması. İzlerken ben de keyif almadım desem yalan olur ama sonuç itibariyle sadece şansa dayalı bir yarışma olduğu için çok da sarmadı beni.
Bir de önündeki kutularından çok fazla sorumluluk duyan yarışmacılar şaşırttı beni. Hatta o kadar çok sorumluluk duyuyor ki bazıları ya da sahiplenmişler kutularını artık hangisi bilemiyorum, açarken "aman kızma bak büyük para çıkarsa" gibi şeyler söyleyip, kutuyu da korkarak açıyorlar ya da belki yarışmacıların arasındaki bağdır onları bu hale getiren. yani birbirlerinin kazanmasını istiyorlar belli ki (gerçi bu konuda ne kadar içten olduklarını Allah bilir ya) neyse işte...
Yarışma epey de izleniyor sanırsam ama bunun sebebi de bence yarışmanın olağanüstü güzel olması falan değil; yarışmanın yayınlandığı saatlerde insanların izleyecek daha iyi şeyler bulamaması. Çoğu kişinin yarışmayı bu yüzden seyrettiğini düşünüyorum, benim için öyle olmuştu en azından.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder